İçsel Çocuk Kavramı ve Kökeni
İçsel çocuk kavramı ilk kez psikolog Carl Jung tarafından ortaya konmuştur. Jung’a göre, yaptığımız her şey ve verdiğimiz her karar büyük ölçüde bu içsel taraftan etkilenir. İçimizdeki çocuk, geçmişimizden gelen çocukluk benliğimizi ifade eder ve hepimizde mevcuttur.
“Yetişkinler, bilinçsiz iç çocukları tarafından gizlice kontrol edilir.”
Bu söz, Jung’un içsel çocuğun hayatımızdaki önemini vurgulamasını destekler.
Çocukluk ve Değer Algısı
Çocuklukta bize bakım verenlerin (ebeveynler veya diğer yakınlar) davranışları, kendimize verdiğimiz değeri şekillendirir. Bir çocuk olarak sevilip sevilmediğimizi, ilgiye ve şefkate layık olup olmadığımızı, çevremizdeki yetişkinlerin tutumları belirler. Çocuklar:
- Duygusal olarak görülmeye
- Duyulmaya
- Kucaklanmaya
- Fiziksel, duygusal ve ruhsal olarak güvende hissetmeye ihtiyaç duyarlar.
Bir çocuk tehlikede olduğunu sık sık hissederse ruhunda derin bir yara açılır. Pek çok yetişkin bu yarayı farkında olmadan bastırır. (Kneisl, 1991)
Duygusal İhmalin Tanımı
Dr. Jonice Webb’e göre duygusal ihmal, “bir ebeveynin çocuğun duygusal ihtiyaçlarına yeterince cevap vermemesi” olarak tanımlanır. Ebeveynler, çocukluk dönemindeki duyguların ne anlama geldiği konusunda bilinçli olmadığında, ihmal farkında olmadan gerçekleşebilir.
Özetle: Duygusal ihmal, ebeveynlerin duyguların önemini kavrayamamasından veya yeterince karşılık verememesinden kaynaklanır.
İçsel Çocukta Açılan Yara
Ruhumuzun derinliklerinde yaralı bir içsel çocuk taşırız. Bu yara çalışılmadığı sürece bir ömür boyu varlığını sürdürebilir. Çocukluk travmaları yerli yerinde durdukça, içsel çocuğumuzun geçmişteki deneyimlere dayanarak yaptığı çıkarımlar, yetişkinlikte ilişkilerimizi ve kararlarımızı büyük ölçüde etkiler. Özellikle duygusal ihmale uğramış bir kişi, bu durumu yetişkinlik dönemine de taşır.
Nasıl Fark Edebiliriz?
Aşağıdaki belirtilerden biri veya birkaçı sana tanıdık geliyorsa, çocuklukta duygusal ihmal yaşamış olabilirsin:
- “Hayır” demekte güçlük çekmek
- İnsanları memnun etmeye çalışmak, ama asla yetememek
- Sevilmek için kendi ihtiyaçlarını sürekli ikinci plana atmak
- Sınır belirlemede zorlanmak
- Kendini savunduğunda suçluluk hissetmek
- Terk edilme korkusu
- Bağımlı ilişkiler (insanları veya eşyaları bırakamamak)
- Yardım istemeye çekinmek, “yük” olmaktan korkmak
- Yetersiz ve değersiz hissetmek
- Sürekli kendini eleştirmek
- Mükemmeliyetçi olmak
Tekrar Etme Dürtüsü ve Bağlanma Biçimleri
Sigmund Freud, insanların istemeseler bile tekrar etme dürtüsüne sahip olduğunu söyler. Bu nedenle, çocukken duygusal ihmal gören kişiler, benzer durumları yetişkinlikte de tekrar tekrar yaşamaya eğilimlidir. Bu durum ilişkilerde “güvensiz-endişeli bağlanma” şeklinde kendini gösterir. Böyle bireyler:
- İlişkilerde bağımlı davranır
- Sürekli olarak sevildiklerine dair güvenceye ihtiyaç duyar
Araştırmalar (özellikle 18-24 yaş aralığındaki yetişkin kadınlarla yapılan çalışmalar) çocukluk travmaları ile yetişkinlikteki yüksek düzeyde endişeli bağlanma arasında güçlü bir bağlantı olduğunu göstermektedir.
Nesiller Arası Travma
Anne karnından itibaren bize aktarılan duygular, hatta daha da geriye gittiğimizde ebeveynlerimizin yaşadığı travmatik deneyimler bilinçaltından bilinçaltına geçebilir. Ebeveynin çözülmemiş travmaları, çocuğa farkında olmadan aktarılır.
Özet: Aile geçmişindeki duygusal yaralar çözülmediği sürece yeni nesillere taşınır.
Rehberlik ve Destek
Duygusal ve ruhsal anlamda hassas bir rehberlik, bu yolda daha rahat ilerlemeni sağlar. Anne Bağı & Dişil Enerji programıyla başlayan ve Öz Sevgi Programı ile devam eden “içimdeki çocuk” yolculuğu hakkında bilgi almak için Tıkla, programa git
Bu blog yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye yerine geçmez. Herkesin durumu kendine özeldir. Bu içeriğin amacı farkındalık yaratmaktır.
Kaynakça
miace.org/how-to-recognize-if-your-childhood-trauma-is-affecting-you-as-an-adult-how-to-heal/
integrativepsych.co/new-blog/what-is-an-inner-child
drjonicewebb.com
www.betterhelp.com/advice/therapy/inner-child-what-is-it-what-happened-to-it-and-how-can-i-fix-it/
Kneisl, CR (1991). Geçmişin yaralı, ihmal edilmiş iç çocuğunu iyileştirmek. Kuzey Amerika Hemşirelik Klinikleri, 26(3), 745-755.